Emekçiler Tandoğan Meydanı'nı doldurdu
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Ankara’da da 1 Mayıs coşkuyla kutlandı. Atatürk Kültür Merkezi önünde bir araya gelen emekçiler, miting alanına kadar sloganlarla yürüdü.
AKM önündeki giriş dahil 3 kez aranan kitleye polisin keyfi “güvenlik” önlemleri uygulandı. Kadınların makyaj malzemeleriyle içeriye girmesini engelleyen polis Tandoğan girişlerinde de sıkı aramalar yaptı. Kurşun kalemlere bile el koyan polis yer yer sırt çantalı emekçilerin de alana girişini engelledi.
Mimarlar Odası'nın "Saraylı Cumhurbaşkanı İstemiyoruz" pankartı da polis tarafından parçalandı. Bu tür keyfi uygulamalar yüzünden gerilimler yaşanırken, eylemciler "Bombalar patladığı zaman neden bu kadar sık önlem almıyordunuz?" diyerek polise tepki gösterdi. Polisler ıslıklarla protesto edildi.
10 Ekim Katliamı’nda ölümsüzleşen İnşaat İş Sendikası üyeleri ve Gezi Parkı Direnişi’nde ölümsüzleşen Ethem Sarısülük’ün resimleri basılmış tişörtlerle alana giren Alınteri kortejinin “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni” yazılı pankartı oldukça dikkat çekti. Ölümsüzleşen yoldaşlarımızın isimleri tek tek okunup, alana “yaşıyor” diye haykırılarak 10 Ekim 1 Mayıs’a taşındı.
Alanda saygı duruşu esnasında Adnan Yücel’in “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiiri okundu.
Elektrikler kesildiği için yayını jeneratörle devam eden mitingde ortak açıklama Türkçe, Kürtçe ve Arapça dillerinde okundu. Türkçe ortak basın metnini Tertip Komitesi Eşbaşkanı Sultan Saygılı okudu.
"Ülkede, iş kazalarının örtbas edildiği, sendikasız, sigortasız, güvencesiz çalıştırmanın kalıcı hale getirilmek istendiği" vurgusu yapan Saygılı, OHAL koşullarında tek adam rejiminin önündeki engellerinin kaldırılması ile son hamleler yaptığını belirtti. Saygılı, TTB ve KESK Genel Merkez yöneticilerinin tutuklanması ve sendika yöneticilerine yönelik tutuklama ve baskının iktidar planlarının bir parçası olduğunu da ifade ederken, "Hükümetin patron yanlısı icraatları sonucu bir avuç sermayedar, kar ve zenginlik içinde yüzüp, servetlerine servet katarken, ekonomideki büyümeden işçi ve emekçi halk kitlelerinin payına düşen ise daha fazla yoksulluktur" dedi.
"OHAL'de sorunlarımız katlanarak artıyor" diyen Saygılı, KHK'ler ile Anayasa ve yasaların yok sayıldığını, siyasetçiler, gazeteciler, öğrenciler ve sendikal mücadele yürütenlerin tutuklandığını hatırlattı. Saygılı yine OHAL ile fiilen yok edilen iş güvencelerinin kalıcı olarak ortadan kaldırmak için hükümetin kuralsız, esnek ve güvencesiz istihdamı yaygınlaştırdığına da dikkat çekti.
Saygılı, şöyle devam etti: "Her türlü baskı ve sindirme çabasına rağmen, alanlarda olmaktan ve sözümüzü söylemekten geri durmadık, duramayacağız. Bugün, dün olduğundan daha fazla bir araya gelmeye, safları sıklaştırmaya, birlikte omuz omuza, kol kola mücadele etmeye, çalışmaya her zamankinden fazla ihtiyaç vardır ve zorunluluktur. Bizler, 1 Mayıs'ta alanları dolduranlar, gelecek kaygısı çekenler, bu zulüm bitsin diyenler, mücadeleye devam ediyoruz, durmak ve beklemek yok. Gelecek güzel günler önümüzde."
“Kahrolsun ücretli kölelik düzeni”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak” ve “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği”, sloganlarının sık sık atıldığı alanda, Ankara Valiliği’nin önceden yasaklamış olduğu “Yaşasın 1 Mayis, biji yek gulan” sloganı en sık atılan sloganlardan biri oldu. Kitle hükümete tepkisini "Hırsız, katil AKP", "Gün gelecek devran dönecek”, “AKP halka hesap verecek", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganlarıyla sürdürdü.
İşçi ve emekçilerin yer aldığı devasa ve coşkulu halayların ardından kitleselliği ile göze çarpan kutlama son buldu.