Tutuklu DBP Eş Genel Başkanına işkence!

Hapishanelerde tırmanan saldırıların son örneği Rize-Kalkandere L tipinde yaşandı

GÜNCEL
Pazartesi, 5 Mart 2018 (6 yıl 10 ay önce)

Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden Rize Kalkandere Cezaevine sevk edilen DBP Eş Genel başkanı Mehmet Arslan’ın da içinde olduğu çok sayıda tutuklu darp edildi. 



 



Rize Kalkandere L Tipi Cezaevinde, aralarında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan’ın da olduğu çok sayıda tutuklu feci şekilde darp edildi. Türkiye’nin Efrin’e yönelik operasyonuna karşı eleştirileri nedeniyle 7 Şubat’ta tutuklanan ve 19 Şubat’ta Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden Rize Kalkandere Cezaevine sevk edilen Arslan çıplak aramayı kabul etmediği için, diğer tutuklular ise ayakta sayımı kabul etmediği için darp edildi. Darp sonucu 17 tutuklu acil servise kaldırılırken Arslan’ın ise sadece cezaevi revirine götürüldüğü ifade edildi. Cezaevi revirinin kendilerine darp raporu vermediğini kaydeden Arslan provokasyonun devam ettiğini belirtti. 



 



Ailelerin başvurması üzerine cezaevine ziyaret gerçekleştiren Özgürlükçü Hukukçular Platformu konuya ilişkin yaptığı görüşmeleri raporlaştırdı. 



 



‘BAYILANA KADAR DARP EDİLDİM’



 



Rapora göre DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan heyete şunları aktardı; “19.02.2018 tarihinde Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevine nakledildim. Yaklaşık sekiz gündür aynı elbiselerle yaşıyorum ve nakledildiğim cezaevinden elbiselerim getirilmedi. Buraya sevk edildiğim gün saat 10.20 sularında bir odada bekletildim. Sonra çıplak arama yapılmak istendi çıplak aramanın yapılacağı oda kamerasız bir odaydı. Çıplak aramaya karşı direndim Söz konusu bu aramaya karşı tepkimi ortaya koyduktan sonra odaya yaklaşık on kişi girdi ve bana ‘ başkanlığın burada geçmez aramayı kabul etmezsen sonuçlarına katlanırsın, burası vatanseverlerin yeri hepiniz bunu öğreneceksiniz’ denildi. Ben aramaya bir daha direndim ve sonrasında odadaki tüm görevliler üstüme çullandı, bayılana kadar şiddet uygulandı ve zorla çıplak arama yapıldı. Aramadan sonra başka bir odada saat 23.00’e kadar bekletildim. Revire götürüldüğümde darp cebir raporu düzenlenmeyip sadece herhangi bir hastalığımın olup olmadığı soruldu ve bana darp raporu verilmedi.”



 



‘KALP KRİZİ GEÇİRENLER OLDU’



 



Heyete konuşan Arslan diğer tutukluların da darp edildiğini belirtip şöyle devam etti, “Revirden sonra beni 16 kişinin olduğu bir odaya aldılar odada bulunan mahpusların tamamı çeşitli yerlerinden yaralıydı. Cezaevine ben getirilmeden birkaç saat öncesinde ayakta sayım yapılmak istenmiş bunu kabul etmeyen mahpuslara yönelik çok şiddetli bir şekilde karşılık verilmiş olduğunu öğrendim ve bulunduğum odadaki mevcut durum da bunu gösteriyordu zaten. Aynı zamanda darp edilen kişilerden birkaç tanesinin kalp krizi geçirdiğini öğrendim. Sonraki günlerde de sözlü tacizlerle bu durum devam etti ve halen sürmekte. Bu durumu da ‘Adalet Bakanlığı genelge göndermiş’ diyerek kendilerini haklı gösterip ve ‘buna uymayan kişilere gereği yapılacaktır’ denildi. Yaşanan ihlallere yönelik yazdığımız dilekçelere cevap alamıyoruz. Aynı zamanda Rize Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığım suç duyurusuna da bir cevap alamadım. Cezaevi İdaresi anlaşmaya yönelik bir tavır sergilemiyor halen aynı şekilde bazı memurlar mahpuslara yönelik sözlü tacizde bulunup provoke etmeye çalışıyorlar.” 



 



’17 ARKADAŞIMIZ ACİLE KALDIRILDI’



 



Orhan Fidan adlı tutuklu da ayakta sayımı reddettiği için darp edildiklerini belirterek heyete bilgileri verdi; “Benim bulunduğum bir hükümlü koğuşu ve iki tutuklu koğuşuna ayakta sayımı reddettiğimiz için yaklaşık 100-150 gardiyan tarafından yönelim oldu. 40-45 arası mahpus darp edildi. Bunlardan 17 arkadaşımız acil hastaneye sevk edildi. Şu an bir mahpusun eli alçıda diğerlerinden burnu çenesi kafası kırılanlar var halen sırtında bacağında kolunda morluklar olan mahpuslar var. Bizler darp edildikten sonra yaklaşık üç saat ters kelepçeyle spor salonunda bekletildik. İdareyle cezaevi yönetiminde bulunan arkadaşlarımız görüşme aldıktan sonra olay yatıştı ancak iki gün sonra provoke söylemlerle mahpusları tahrik etmeye devam ettiler bunu yapanlar memurların bir kısmı oluyor. Askeri disiplin dayatılmaya çalışılıyor. Örneğin; bir memurun yanımızda bulunması esnasında elimiz cebimizde veya başka bir şekilde durmamalı, esas duruş pozisyonunda beklememizi istiyorlar. Sosyal faaliyetlerimiz engelleniyor. Gazete, dergi, kitap gibi okuma materyallerini alamıyoruz, olanlara da el konuluyor. Bize gelen okuma materyalleri üzerinden uzun zaman geçmesinden sonra tarafımıza teslim ediliyor”.   



 



BİZE ‘ASLINDA HEPİNİZİ ÖLDÜRMEK GEREKİR’DENİLDİ



 



Tutuklulardan Cenk Ahmet Ultan ise heyete şu bilgileri verdi; “Ben yaklaşık 1 yıldır Rize Kalkandere L tipi Kapalı cezaevinde hükümlü olarak bulunmaktayım. Bulunduğum cezaevinde ziyarete gelen kadın ziyaretçilerin iç çamaşırlarının çıkarılmasına kadar dayatmalar yapıp, çıplak arama yapıyorlar. Hasta mahpusların hastaneye sevklerini ya yapmıyorlar ya da oldukça geciktiriyorlar. Bu nedenle de hasta olan arkadaşlar daha da kötüleşip hastalanıyorlar. 19.02.2018 tarihinde ayakta sayım dayatılmasına karşı çıkan arkadaşlarımız darp edildi. Saldırıya maruz kalan mahpuslar ters kelepçelenip yere yatırıldıktan sonra gardiyanlar sırayla önlerinden geçip yüzlerine tekme atıp aynı zamanda vücutlarının çeşitli yerlerine de tekmelerle vurmaya başlamışlar. Saldırıdan sonraki günlerde de tüm koğuşlara yönelik sözlü tacizler devam etmektedir. Birkaç gün önce, gardiyanlardan biri tarafından bizlere seslenilerek “sizi boşuna besliyoruz, aslında hepinizi öldürmek gerek” gibi sözler sarf edildi”. 



 



‘DARP RAPORUM VAR’



 



Tutuklulardan Mehmet Saki Altın da kendisini darp edilen tutuklulardan olduğunu ifade ederek heyete şu bilgileri verdi; “sorgusuz sualsiz beni ve diğer mahpusları yaka paça koğuştan dışarı çıkardılar. Sonrasında kollarımız arkadan plastik kelepçeyle kelepçelenerek yüzümüz yere değecek şekilde yatırdılar. Sonrasında sırtıma copla vurmaya başladılar. Bizi darp ettikleri alanda kameraların kadrajında bulunuyorduk. Bu darp ve işkence böyle devam ettikten sonra beni ve koğuş arkadaşlarımı spor salonuna doğru götürdüler. Bu esnada yine darp ve işkence devam etti. Yoğun şiddetten sonra hastaneye gitmek için talepte bulundum bunun üzerine hastaneye götürüldüm darp ve işkenceye dair raporlarım mevcuttur. Bu olay sonrası öncesinde de olduğu gibi gazete dergi vs materyaller tarafımıza verilmiyor ya da gecikmeli olarak veriliyor”. 



   



Tutuklularla görüşen heyet Mehmet Arslan, Eyüp Nanto, Hamza Çakır, Metin Toprak, Mahsun Sağlam, Orhan Fidan, Kasım Dengiz, Cahit Erol, Sürmeli Eşsiz, Fevzi Bozkurt, Metin Uysal, Nurettin Vural, Mehmet Saki Altın isimli tutukluların darp ve işkence sonucu burun, karın ve ayak bölgelerinden ağır şekilde yaralandığını kaydetti. 



 



Tutuklular üzerindeki darp izlerinin hala mevcut olduğunu dile getiren heyet şu tespitlerde bulundu: 



 



-Heyetimiz, mahpusların askeri bir içtima alırcasına sayım yapılmaya çalışıldığını, buna karşı koyan mahpusların fiziki işkenceye tabi tutulduğunu, hakarete maruz kaldıklarını tespit etmiştir. 



 



-Heyetimiz genel olarak görüşülen mahpusların hepsinin vücudunda darp izlerinin bulunduğu gözlemlemiş ve sistematik bir şekilde darp ve işkenceye maruz kaldıklarını tespit etmiştir.



 



-Heyetimiz, yaşanan darp ve işkence ile ilgili cezaevi idaresince kayıtsız kalınmasının keyfi bir yaklaşım olmakla birlikte suç oluşturduğunu ve bu durumun devam etmesi ileride olumsuz olayların gerçekleşmesine yol açacağı ve mahpusların can güvenliğinin bulunmaması noktasında endişelerimizin olduğunu belirtmek isteriz.



 



Mezopotamya Ajansı